Evvel zaman içinde diye başlayan hikayeleri bilirsiniz sevgili arkadaşlar…
Bu hikayeler genelde kalbur saman içinde, develer tellal, pireler cellat iken geçer. Ama bizim hikayemiz maalesef ki 2 binli yılların ikinci onluğunun son devrelerinde geçiyor. Ve maalesef artık masallıktan çıkalı bir kaç yıl oluyor.
Şimdi arkadaşlar sizlere çokomelli birkaç şey diyeceğim ama görünümüne kanıp ekmeğe falan sürmeyin, zira bu çokomelin son kullanma tarihi geçeli de birkaç yıl oluyor ama ne edersin ki bir türlü çöpe atamadık.
- Asgari ücret tespit komisyonu görüşmelere başladı bildiğiniz üzere, sendikalar, iş verenler ve hükümetin yaptığı bu görüşmelerde sendikalar birlik görüntüsü veriyor ve belli talepleri sıralıyor, asgari ücret ve çalışma koşulları hakkında. Hükümet ve işverenler bu duruma nasıl tepki verecek bunu görmek için bir kaç güne daha ihtiyacımız var ama ben size çıkabilecek muhtemel refleksin bir ipucunu vereyim: “Sermaye ve devlet ilişkisi”
- Kadına ve çocuğa yönelik şiddet, taciz, tecavüz. Evet gün geçmiyor ki listeye yeni bir kadının, çocuğun ismi eklenmesin. Her gün, ama her gün bir veya bir kaç kadının ya çığlığını ya ölüm haberini duyuyoruz. İyi olan ihtimalden bahsediyorum zira çoğunlukla ikisini bir duyuyoruz. Şundan da eminim ki duyduklarımız, duymadıklarımızın yanında devede kulak kalır. Peki bu konuya ilişkin “hükümetimizin” bir çözüm pratiği en azından çabası var mı? “E işte Şule Çet’in katillerine ceza verildi ya!”, “Bak Ceren Özdemir’in katili nasıl şıp diye tutuklanıverdi!” Hükümetimiz bu konuya ilişkin elinden gelen çabayı gösteriyor! İnanmıyorsanız size Kadıköy’de gerçekleşen #LasTesis Gösterisine ilişkin haberleri okumanızı öneririm. Bizde de var bu meseleye ilişkin haberler ama tabi siz farklı kaynaklara göz atmayı da ihmal etmeyin.
- 2020 Bütçesini az daha unutuyordum. Bakın şimdi bir takım kendini bilmezler var; “Ekonomi kötüye gidiyor, yok hayat pahalılığı, yok zamlar…” falan fistan bir sürü zırvalıyorlar. Yahu faiz lobisi, dış güçler, yahu illa söyleteceksiniz İllimunati kardeşim! Hep bunların işi bak dolarla oynuyorlar, kedinin fareyle oynadığı gibi. Sen reise bak, ne diyor reis; “Onların doları varsa bizim Allah’ımız var.” nitekim dediğinde haksız sayılmaz. Çünkü bizim dolarımız yok. En azından benim yok, ama reisin var. Burada sanki bir buga düşüyor ama çok şeetmemek lazım. Bakın ne dedi Cumhurbaşkanı yardımcısı, bütçe görüşmeleri açılışında? “2020 enflasyon hedefimiz %4,9”, “Ekonomimizin 2020 yılında %5 büyüyeceğini öngörüyoruz.” Şimdi bu tabloya baktığınızda mutluluktan başınızın dönmemesi mümkün mü? Şimdi böylesine “ciddi” bir büyüme hedefi varken Saray’ın, diyanetin, bakanlıkların bütçesi arttırılmasın mı? Kışlık saray var, yazlık saray var, uçan saray var, e bir de yüzen saray olsa fena mı olur yahu? Gözünüze dizinize dursun! Bak ne kadar kadar büyüyecekmişiz 2020’de.
“Ve bunun dışında bir dörtlü zirve yaptık, ve bu dörtlüü zirvede de İngiltere, Almanya, Fransa ve Şahsım bu dörtlü zirvede çok açık net ne söylediysem her zaman bunu ordada gündeme getirdim.”
SAĞLICAKLA KALIN 🙂
Gazeteci – Gazete Praksis Genel Yayın Yönetmeni