enflasyonemeklilikötvdövizakpchpmhp
DOLAR
32,2562
EURO
35,1055
ALTIN
2.495,57
BIST
10.643,58
Adana Adıyaman Afyon Ağrı Aksaray Amasya Ankara Antalya Ardahan Artvin Aydın Balıkesir Bartın Batman Bayburt Bilecik Bingöl Bitlis Bolu Burdur Bursa Çanakkale Çankırı Çorum Denizli Diyarbakır Düzce Edirne Elazığ Erzincan Erzurum Eskişehir Gaziantep Giresun Gümüşhane Hakkari Hatay Iğdır Isparta İstanbul İzmir K.Maraş Karabük Karaman Kars Kastamonu Kayseri Kırıkkale Kırklareli Kırşehir Kilis Kocaeli Konya Kütahya Malatya Manisa Mardin Mersin Muğla Muş Nevşehir Niğde Ordu Osmaniye Rize Sakarya Samsun Siirt Sinop Sivas Şanlıurfa Şırnak Tekirdağ Tokat Trabzon Tunceli Uşak Van Yalova Yozgat Zonguldak
Van
Açık
15°C
Van
15°C
Açık
Cumartesi Hafif Yağmurlu
17°C
Pazar Az Bulutlu
18°C
Pazartesi Az Bulutlu
19°C
Salı Az Bulutlu
20°C
/
/
/

Hilmi Toy, Fransa’daki durumu Avrupa Forum’a değerlendirdi

Gazeteci-Yazar Hilmi Toy, Fransa’daki durumu Avrupa Forum’a değerlendirdi: Kalbimin yarısı burada ise yarısı Fransa’da bugün!

Hilmi Toy, Fransa’daki durumu Avrupa Forum’a değerlendirdi
10.12.2019
A+
A-

KALBİMİN YARISI BURADA İSE YARISI FRANSA’DA BUGÜN – Hilmi Toy – Avrupa Forum

“Bu sabır çatlayacak bilirsin / Sel olup taşacak çekilen acılar / Bir gün / Ya yeniden başlayacak o yağmur / Ya da dinecek bütün sancılar” diyor Şair Adnan Yücel bir şiirinde. İşte Fransa’da işçi ve emekçilerin o sabrı çatladı. Sel olup fabrikadan, atölyeden, makinenin başından, yollardan şalteri indirip, yaşamın bir çok alanından meydanlara, sokaklara taştı o sabır Fransa’da.

Sempatik profil çizerek, herkesin nabzına göre şerbet vererek, “tatlı dil” kullanarak seçilen siyasette “yıpranmamış” Macron seçildiği günden beri işçi ve emekçilerin sağlıklı yaşam ve güvenceli çalışma koşullarını hep geriye doğru tırpanladı. Her defasında bu saldırı ve hak gasplarına karşı değişik düzeylerde protestolar yaşandı. “Sarı Yelekliler” hareketi de bu koşullarda gelişti.

 

Bu türden protesto, lokal düzeyde grev ve direnişler Macron’un yönetiminde Fransa devleti ve Fransız burjuvazisinin saldırısını, kazanılmış hakların gıdım gıdım gasplarını durdurmaya yetmedi. Son olarak “Emeklilik Reformu” denilen yeni bir düzenlemeyle emeklilik yaşının kademeli olarak 62’den 64’e yükseltilmesini, emeklilikte işçi, memur ayrımını ve bazı ayrıcalıkları kaldırmayı hedefledi.

İşte bu adına “reform” denilen yeni bir saldırı paketi işçi sınıfı ve emekçilerin sabrını çatlatan oldu. Bugüne kadar sosyal yaşam alanını, sosyal adalet ve sosyal hakları hedefleyen saldırılara karşı duyulan öfkenin ve verilen mücadelenin biriktirdiği deney ve güçle sabrın çatlamasına yol açtı. 5 ve 6 Aralık’ta sendikaların, gençlik örgütlerinin, siyasal parti ve örgütlerin çağrısı ile üretimden gelen gücünü kullanarak şalteri indirip, direksiyonu kilitleyip, kazmayı, küreği, süpürgeyi bırakıp Genel Greve gitti.

Fransa’nın 250 noktasında 1,5 milyon işçi ve emekçi sel olup aktı sokak sokak, meydan meydan direnerek. Direngen, direniş ders ve deneyleriyle önemli bir birikime sahip Fransa işçi sınıfı ve emekçileri yürürken taşıdıkları döviz ve pankartlarda taleplerini bildirirken, sloganlarını haykırırken de dile getiren oldu. “Özgürlük verilmez alınır!”, “Marks ya da Ölüm!” pankartları taşınırken duvarlara direnişin sesi yazılıyor, bir başka yerde Partizan marşı okunuyor.

Fransa’da en az 250 noktada, yerleşim ve çalışma alanında genel grev ve direniş dansına kalktı Fransa işçi sınıfı ve emekçileri. Kendi geleceklerine, çocuklarının geleceklerine sahip çıkmanın yolunu gösteren oldular. Öte yandan Burjuvazinin huzurunu kaçırmış oldular böylece. Dünyanın her yerinde olduğu gibi Fransa Burjuvazisi de kendi huzuru ve güvenliği için konumlandırdığı, görevde tuttuğu polis ve ordusunu devreye sokarak işçi ve emekçilerin üstüne saldırmakta geç kalmadı. Polis ve jandarmanın saldırısını Fransa’da yaşayanlar yaşayarak, Sizler de TV ekranlarından, sosyal medya paylaşımlarından okumuş, görmüş, izlemişsinizdir. Aynı zamanda bu saldırı karşısında direngen duruşu, direnişi de. Bu önemli ve anlamlı duruş, direngenlik de öğretici bir örnekliktir.

Fransa’da “Genel Grev”e kimine göre 800 bin, kimine göre 1,5 milyon insan katıldı. Sadece kimine göre 250 bin, kimine göre 450 bin işçi ve emekçi Paris’in cadde ve meydanlarını güzelledi. Son 25 yılın en etkin ve etkili grevi, eylemi olarak değerlendiriliyor bu genel grev.

Hayatı yaratan ve üretenler üretimi durdurdu. Burjuva kalemşörler genel grev için “Fransa’da hayatı felç etti” diyorlar. Oysa hayatı felç edenler, işçi ve emekçilerin hayatını felç edenler burjuvazi ve onların devletidir. Genel grev kararı ve pratiği hayatı felç edenlere, mezarda ölümü dayatanlara karşı bir duruş, bir direniştir.

Kalbimin yarısı buradaysa yarısı Fransa’da Lyon’da, Marsilya’da, Paris’te çarpıyor bugün.

“Sosyal Adalet” için Fransa işçi sınıfının genel grev direnişinin barikatlarında atıyor kalbim.

İnsanca yaşam ve çalışma koşulları için üretimden gelen güçlü direniş, mücadele okulu olarak grev öğretiyor. Kapitalist sistemde bir temel çelişki var. Emek ile sermaye arasındaki çelişki. Bu sistemde iki temel sınıf var. Burjuvazi ve işçi sınıfı. Uzlaşmaz iki temel sınıf. Bunun için Sınıfa karşı SINIF!

Sosyal ve toplumsal Kurtuluş buradan geçiyor, kurtaracak olan güçte işçi sınıfından başkası değil. Üretimden gelen gücün temel değiştirici ve dönüştürücü güç olduğunun bilincinde olan öncülerinin zayıflığı hareketin belki de en zayıf yanıdır. Bilinmeli ki, İşçi sınıfını kendisinden başka kurtaracak hiçbir sınıf ve güç yoktur. İşçi sınıfının kurtuluşu kendi eseri olacaktır demişlerdi yüz yıl öncesinden sınıfın öğretmenleri.

Gerçekçi olup imkansızı istemek bu. Rüzgar esiyor işçiden yana. Dipten gelecek olan dalga ses veriyor Tunus, Şili, Bolivya, Honduras ve dünyanın dört bir yanında. Halkımızın deyimiyle “Mısır’daki sağır Sultan bile duyar” bu sesi.

Kulağınız seste, yüreğiniz grev grev, direnişte olsun. Direnişin güzelleştirdiklerine, dayanışmanın güzelleştirdiklerine, kurtuluşu örenlere, yola ışık olanlara selam olsun.

 

YAZIYI, AVRUPA FORUM‘DA OKUMAK İÇİN TIKLAYIN

/