enflasyonemeklilikötvdövizakpchpmhp
DOLAR
32,5494
EURO
34,9004
ALTIN
2.427,77
BIST
9.645,02
Adana Adıyaman Afyon Ağrı Aksaray Amasya Ankara Antalya Ardahan Artvin Aydın Balıkesir Bartın Batman Bayburt Bilecik Bingöl Bitlis Bolu Burdur Bursa Çanakkale Çankırı Çorum Denizli Diyarbakır Düzce Edirne Elazığ Erzincan Erzurum Eskişehir Gaziantep Giresun Gümüşhane Hakkari Hatay Iğdır Isparta İstanbul İzmir K.Maraş Karabük Karaman Kars Kastamonu Kayseri Kırıkkale Kırklareli Kırşehir Kilis Kocaeli Konya Kütahya Malatya Manisa Mardin Mersin Muğla Muş Nevşehir Niğde Ordu Osmaniye Rize Sakarya Samsun Siirt Sinop Sivas Şanlıurfa Şırnak Tekirdağ Tokat Trabzon Tunceli Uşak Van Yalova Yozgat Zonguldak
Van
Açık
19°C
Van
19°C
Açık
Çarşamba Açık
21°C
Perşembe Parçalı Bulutlu
21°C
Cuma Az Bulutlu
21°C
Cumartesi Az Bulutlu
21°C
/
/

Levent Akhan

Limter-İş Genel Başkan Vekili

Levent Akhan yazdı: İşçi sınıfı ne yana düşer usta?

09.01.2020
A+
A-

Levent Akhan, asgari ücret görüşmelerini yürüten konfederasyonların görüşmeler öncesindeki ve sonrasındaki tavrını ve kuruluşlarından bu güne durdukları çizgiyi değerlendirdi.

Asgari ücret tartışmaları bitti enflasyon altında kalan zamla işçilerin bir yılı daha ay sonunu nasıl getirecek ek işler peşinde koşan ve bol mesaili günler bekliyor.

Asgari ücret tartışmaları sürecinde “masadan kalkarız” naraları atan Türk-İş başkanı Ergun Atalay’dan ses seda çıkmıyor. Masadan cidden kalktı ancak masadan kalkmak asgari ücrette bir değişikliğe neden olmadı, bütün söyledikleri bol keseden savurmak olmuş yoksa işçi sınıfından yana olsaydı şimdi Türk-İş’e bağlı olan sendikaların örgütlü olduğu iş yerlerinde üretim durmuş olması gerekirdi.

Ya Hak-İş’e ne demeli? “Düşmanın bildiğini dosttan mı saklıyorsun” deyimi tamda buraya oturuyor. ‘İşçi sınıfının temsilcisiyim’ edasıyla davranıyor. Peki bu durum neden böyle oldu? Neden her defasında olduğu gibi yalanlar gerçek olacakmış gibi havalarda uçuştu?

Ergun Atalay daha önceki kamu işçileri için yapılacak toplu sözleşmede de devlete “İmzaladınız imzaladınız yoksa şalteri indiririz grev başlar” demişti, ancak gerçeklerin su yüzüne çıkması uzun sürmedi. Açık unutulan mikrofondan Aile, Çalışma ve Sosyal Hizmetler Bakanı ile yapılan konuşmada işin gerçek yüzü ortaya çıktı. Hak-iş Konfederasyonu Genel Başkan Yardımcısı 1,3 milyonluk arabaya biniyor utanmadan. “İşçi sınıfının çıkarını düşünüyormuş, onun için pahalı arabaya biniyormuş.”

 

KÖK ALDIĞI SUYU UNUTMAZ

Türk-İş ve Hak-İş kurulduğu günden beri yönetime gelenlerin tamamı işçi sınıfının yanındaymış gibi gözükerek aslında işçi sınıfın en ihanetçi örgütlerinden biri oldular.Türk-İş ve Hak-İş’in kuruluş tarihinin tartışması ayrı bir konu. Bu anlayışlar işçi sınıfı örgütlenmesin, patronlar karşısında hakkını istemesin, burjuvazinin karşısında el pençe durması kölelik ve yoksulluk içinde yaşamaya devam etsin, patronlar tarafından kurulmuş eline din, milliyetçilik aracını almış, patronların çıkarını savunan işçi sınıfı üzerinde manipülasyon çalışmasından başka bir iş yapmıyor. Bu sendikaların aslında ne tarafa hizmet ettikleri ayan beyan ortadadır, kök aldığı suyu unutmaz!

 

MIŞ GİBİ YAPMAKLA OLUNMAZ

Türkiye’de kamu çalışanıyla birlikte yaklaşık 30 milyon işçiden bahsediyoruz. Bugün Türkiye’de ki konfederasyonlar ve bağlı sendikalar (bazılarını dışta tutarak) günü idare eden, patronla hiç bir koşulda karşı karşıya gelmeyen, gelse bile işçilerden yana gözükerek ortayı bulan bir anlayışa sahip. Biraz kendisini demokratik, işçiden yana olduğunu söyleyen sendikalar ise, örgütlü olduğu iş yerlerinde atama usulü veya göstermelik seçim ile temsilci belirleyen bu yönteme karşı çıkanı da patronla birlikte hareket ederek bertaraf eden bir durumda.

Sendika yöneticilerinin veya başkanının istemediği, yönetimi başkanı eleştiren işçi veya muhalif olan olursa, muhaliflikte ısrarcı ise en kendini solcuyum diyeni dahi bu işçileri teröristlikle suçlayarak düşmanlaştırma, sınıf içi ayrımcılık ve kendi iktidarını baki kılma anlayışında. İşçileri birbirleriyle karşı karşıya getirerek aslında tam da burjuvazinin oyununu oynuyor. İşçi sınıfındanmış gibi yaparak bilinç bulanıklığına neden oluyorlar.

 

SINIF SENDİKACILIĞI YAPANLAR MARJİNAL GÖSTERİLİYOR

İşçi sınıfı çalıştığı bütün iş yerlerinde, ister fabrika olsun ister hizmet ister güvenlik olsun, ister inşaat, bütün her yerde yaptıkları iş ortaklaşadır. Birbirine yardım ederek paylaşarak çalışır ve yaşamı üretir. Yanındaki işçinin kendisinden yoktur bir farkı çalışırken birbirine kötülüğü asla düşünmez (dışarıdan müdahale eden olmazsa) . Onun içindir ki; işçi sınıfının sendikası da kendisi gibi olmalıdır. Marjinal olarak gösterilenler tamda işçi sınıfı sendikacılığı yapanlardır.

Kongre zamanı işçiden yanaymış gibi tavır alarak “mış” taklidi yapanlar işçiden yana olamazlar. Ancak İşçi sınıfından yana olanlarda sınıftan uzaklar da başka alemlerde dolaşıp dururlar. Buna sebep nedir neden böğle olmuştur herkes kendine göre haklı sebep gösterir durumda, ama diyalektik bir bakış ve incelemeyle bakarsak herkesin işine geldiği gibi rahatına göre davrandığını görürüz. Bazı kesim az olsun benim olsun derken, bazıları oturduğu koltuğu bırakmaz, işçi sınıfı diyenlerde içinde yer almak yerine etrafında dolanıp dururlar, bunun bahanesi işçi sınıfı mücadelesi olur.

DİSK, işçi sınıfının o günkü koşullarında mücadeleci işçilerin ileri görüşlülüğü sayesinde kuruldu. İşçi sınıfı mücadelesinde tarihi deneyimler kazandı, işçi sınıfına mücadele deneyimi bıraktı her kese ilham oldu umut oldu. Ne zaman kuruluş ilkelerini unuttu gelinen noktada sadece burjuvazinin partisinden millet vekili olmaya indirgendi. Ekonomik kriz ve asgari süreci boyunca DİSK in sözünü sokaklarda dile getirmeye çalışan 3-5 sendikadan başkası olmadı. Faaliyeti sadece bildiri dağıtmak olarak algılanan sendikacılık milyonlarca işçinin örgütsüz ve mevcut sarı sendikalara olan tepkilerini DİSK’te örgütlemeye beceremedi.

Yapılan faaliyetler bir işe yaramaz demiyorum, aksine sokağa çıkılmayan bu süreçte bildiri maksatlı da olsa çok önemlidir. Ancak DİSK’e bağlı sendikalarda üyelik durumları artmışmıdır, baraj altındaki sendikalar barajı geçebilecek duruma gelmiş midir? Asgari ücretle ilgili DİSK’e bağlı TİS yapan sendikalar sokaklara çıktı mı, asgari ücret görüşmelerine etki edecek bir eylemlilik sergiledi mi? Birkaç tane basın açıklamasının dışında ne yapıldı? Bunların karşısında pek çok neden yapılamadığı gibi bahaneler sıralanabilir ama başkalarına söylediğin eleştirileri kendinize de söylemek durumundasınız.

İşçi sınıfı, dostlarının ve sendikalarının anlayışlarında bir değişiklik olmazsa, hiç bir zaman değiştirici gücünü göremeyecek arkasına bakmadan yürüyemeyecek ve adımlarını yere sert basamayacak.

Yazarın Diğer Yazıları
/