Metalde grev, işçilerin direniş rüzgârının çağrısı.

 

186 fabrikada 130 bin Metal işçisini kapsayan toplu iş sözleşmesi MESS tarafından kilitlendi. Türk Metal Sendikası grev tarihini açıklamasa da işçiler grevde kararlı. Bursa’daki 19 Ocak’ta yapılan ve on binlerce işçi ve emekçilerin katıldığı miting grev ve direniş kararlılığını beyan etti. MESS en son % 10, Birleşik Metal-İş % 34 ücret zammı, sosyal haklarda % 55 zam istiyor.

 

5 Şubat’ta Türkiye’nin birçok ilinde 12 bin Metal işçisi greve çıkıyor. Türk Metal Sendikası ile Çelik-İş ve Hak-İş bünyesinde örgütlü 118 bin Metal işçisi ise sendikalarının kararsızlığına rağmen sınıf kardeşleriyle grev ve direnişte istekli. 2020 yılına birçok şehirde birçok iş kolunda işçiler grev ve direnişle girdiler. Şimdi uzun yılların en büyük ve en kitlesel grevine hazırlanıyor Metal işçileri. Şimdilik DİSK/Birleşik Metal-İş Sendikası öncülüğünde hazırlanan grev işçi sınıfı için tarihsel olduğu kadar siyasal olarak da önemli ve anlamlı. MESS’e karşı kapsamlı bir grev ve direniş olacak. Tam bir sınıf savaşı niteliğinde bir grev. Sınıfa karşı sınıfın sınavı. Emek ve sermayenin en çıplak muharebelerinden biri olacak.

 

Bir yanda MESS ve sermayenin yandaş, işbirlikçi, uzlaşmacı sendikaları, öte yanda DİSK ve ilerci, devrimci, sosyalist tüm siyasal ve toplumsal kuvvetler. Emek cephesi. İl il, fabrika fabrika metal işçileri greve hazırlanıyor. Bursa’da metal işçilerinin meydanı zapteden mitingi işçilerin kararlılığını test etti. MESS patronları sendikanın istediği ücret zammına karşı çıkıyor. DİSK/Birleşik Metal-İş Sendikası ise isteklerinde kararlıca 41 fabrikada grev diyor. 12 bin işçi grev diyecek ve fabrika önlerinde direniş mekanı oluşturacaklar. Direnişin ön gününde bile fiilen direniş başlamış olup birçok işyerinde üretim oldukça düşürülmüş durumda. İşçiler kararlı. Fabrika duvarlarına işçiler “fabrika sermayeye mezar olacak” sloganları yazıyorlar.

 

Sermaye sınıfı da kendi sınıf çıkarları için kararlı durmaya çalışıyor. İşçilerin grev kararlılığı karşısında patronların Sendikası MESS de Lokavt kararı aldı. Aralarında Türk Traktör, TOFAŞ, Borusan, Mannesmann, Aygaz, Ford Otomotiv ve Otokar’ın olduğu şirketler, MESS’in almış olduğu Lokavt kararını KAP’a bildirmeye başladı. Bildirimlerde Lokavt tarihinin önümüzdeki günlerde açıklanacağı belirtildi.

 

Kısa bir açıklama: “İşçi dostu”, “Halkçı” olarak tanıtılan Bülent Ecevit’in Çalışma Bakanlığı döneminde, 15 Temmuz 1963’te kabul edilen 275 sayılı Toplu İş Sözleşmesi, Grev ve Lokavt Kanunu sadece Lokavtı yasallaştırmakla kalmamış, grev hakkının kullanımına önemli kısıtlamalar getirmişti. Şimdi patronlar örgütü MESS Ecevit’in çabasıyla çıkan, patronlara bir lutfu olan bu yasaya dayanarak Lokavt ilan ediyor.

 

Bilinmeli ki, Değerli akademisyen, Emek dostu, araştırmacı Hakan Koçak’ın dediği gibi “Grev haktır, lokavt suç. Grev meşrudur, lokavt gayrı meşru. Grev sömürüyü sınırlandırmadır, lokavt emeği terbiye etme, razı olmayı dayatmadır. Grev güçsüzün üretimden gelen kolektif gücüdür, lokavt güçlünün ezme aracı”.

 

Bir yanda Grev, karşısında Lokavt. İki sınıf ve iki sınıfın üretim alanındaki iki örgütü karşı karşıya. Sınıfa karşı SINIF. Ortası yok. Her iki sınıf içinde tam bir mücadele sınavı. 

 

Bu sınav tüm toplumsal kesimlere ciddi görevler yüklüyor. Metal grevi sadece metal işçilerinin bir grevi değil, aynı zamanda sermaye sınıfına karşı DİSK’in bir grevi. Türkiye işçi sınıfının sermaye sınıfına karşı bir grevi. Bu nedenle grev hazırlığından tutalım, grev borusu çaldığı andan itibaren bütün bir işçi ve emekçileri, toplumun tüm ezilenlerini aktif bir özne, aktif bir grevci, aktif bir dayanışmacı olarak konumlanmasını gerekli ve önemli kıyıyor. Özellikle işçi sınıfı öncüsü olma gibi iddia sahibi, misyon ve vizyon sahibi siyasal ve toplumsal kuvvetler bakımından daha bir önem ve öncelik oluşturuyor. Bir anlamda bu grev ve direniş onların iddialarını test edeceği gibi sınavdan da geçirecek.

 

Şubat grevine az bir zaman kaldı. Asıl zamanın hızı ve kuvveti 5 Şubat sonrası için gerekli. Fabrikaların grevin sıcaklığıyla ısınması ve kuşatılması yetmez, kazanmak için emekçi semtlerin ve tüm emekçilerin, ezilenlerin her yeri grev, her yeri direniş ateşiyle ısıtması ve kuşatması gerekir. “Tek gündem grev, tek gündem direniş!” çağrısı ve sesi karşılık bulmalı. “Hepimiz Metal işsiyiz, kazanacağız!” şiarı yaşamın her alanını örgütlemeli. Gerçek anlamda kazanmaya ve zafere kilitlenmiş bir grevi, direnişi yaşamalı sınıf dayanışması.

 

Eğip bükmeden gündemlerin en başında sınıf, sınıfın grevi ve direnişi olmalı. Sınıfın öncüsü olduğu iddiasında olan kuvvetler yönünü sınıfa bugün çevirmeyeceklerse, sınıfın gündemi gündemlerinin en başında olmayacaksa ne zaman olacak? İşçi sınıfı ile sosyalistler ayrı kulvarlarda yürüyenler olmaktan ne zaman kurtulacaklar?

 

Kavel direnişi, 15-16 Haziran büyük işçi direnişinin dersleri ve deneyleri, DİSK’in 1980 öncesi MESS’e karşı büyük grevinin dersleri ve deneyleri, Tariş direnişi, Büyük Madenci yürüyüşü, Tekel direnişi, 29 Ocak 2015 de yasaklanmasına rağmen metal grevi, Metal işçilerinin yeni Şubat grev ve direnişine ve bu direnişi siyasal ve toplumsal kuvvetlerin yeni ve daha ileri bir düzeyde sahiplenmesi, içselleştirmesi, özneleşmesi için büyük bir fırsat, büyük bir olanak. Yakın tarihimizde Gezi direnişi var tüm görkemli ders ve deneyleriyle. Gezi Komünü Metal Komünü’ne neden dönüşmesin ya da her semtte bir Metal Grev Komünü oluşmasın grev çadırlarında? Gezi forumları neden Grev forumları olarak yeniden örgütlenmesin? Aydınlar, yazarlar, sanatçılar, sağlıkçılar, hukukçular, bilişimciler, basın, sosyal medya ayrı ayrı ve birlikte ekip ekip örgütlenerek, yeni bir Gezi olarak Metal işçilerinin grev halayında olmasın? Hep söylenir, “fırsat, olanak değerlendiren içindir”. İşte zamanı. Her şey kazanmak için, tüm zamanlar kazanmak için.

 

Bu grevin sonunda tarihin özneleri için, tarih yazımları “grevden önce, grevden sonra” diye başlayacaklar sözlerine. Türkiye işçi sınıfı kazanırsa da kaybederse de çok başka bir şey olacak bu memlekette. Ya en güzel elbisesiyle işçi tulumuyla direniş güzelleştirecek günleri ya da sermayenin karanlık bulutu örtecek sokakların üstünü.

 

Sınıfın kalbi Metal’de atıyor bugün. Tüm işçi ve emekçilerin, ezilen toplumsal kesimlerin gözü kulağı Metal işçilerinde. Her şey başka olacak. Bunun için grev ve direniş rüzgârının çağrısını duymak, almak, rüzgârın kelepçesini kırmaktan geçiyor.

 

 Zaman grev zamanı. Zaman sınıf dayanışması zamanı. Zamanı örgütleyip kazanacak olanlara selam olsun!