enflasyonemeklilikötvdövizakpchpmhp
DOLAR
32,5004
EURO
34,6901
ALTIN
2.496,45
BIST
9.693,46
Adana Adıyaman Afyon Ağrı Aksaray Amasya Ankara Antalya Ardahan Artvin Aydın Balıkesir Bartın Batman Bayburt Bilecik Bingöl Bitlis Bolu Burdur Bursa Çanakkale Çankırı Çorum Denizli Diyarbakır Düzce Edirne Elazığ Erzincan Erzurum Eskişehir Gaziantep Giresun Gümüşhane Hakkari Hatay Iğdır Isparta İstanbul İzmir K.Maraş Karabük Karaman Kars Kastamonu Kayseri Kırıkkale Kırklareli Kırşehir Kilis Kocaeli Konya Kütahya Malatya Manisa Mardin Mersin Muğla Muş Nevşehir Niğde Ordu Osmaniye Rize Sakarya Samsun Siirt Sinop Sivas Şanlıurfa Şırnak Tekirdağ Tokat Trabzon Tunceli Uşak Van Yalova Yozgat Zonguldak
Van
Az Bulutlu
17°C
Van
17°C
Az Bulutlu
Pazar Açık
17°C
Pazartesi Açık
18°C
Salı Açık
19°C
Çarşamba Az Bulutlu
21°C
/
/
/

Dengbêj Mihemedê Nenyasî ile küçük bir söyleşi

Hivda Yaşar ve Azad Düzenci Dengbêj Evi’ne gidip, Dengbêj Mihemedê Nenyasî ile güzel bir söyleşi-röportaj gerçekleştirdi. Keyifli okumalar

Dengbêj Mihemedê Nenyasî ile küçük bir söyleşi

Kelime anlamı, “deng” ses, “bêj” söyle olan Dengbêj’lik  Kürt kültürünün en önemli yapı taşlarındandır. İlk olarak “Serhat Bölgesi” adı verilen yerde ortaya çıkmış, ardından Ağrı ve diğer Doğu Anadolu illerinde varlığını sürdürmüştür. Senelerden beri insanlar yaşadıkları ya da şahit oldukları; başta düğün, bayram, yas, göç, aşk, savaş gibi konular olmak üzere birçok sosyal ve toplumsal konuyu Kılam’laştırmışlardır. Kılam’larını (türkülerini) çıplak bir sesle seslendiren Dengbêj’lerin, söyleyiş tarzları birbirinden farklıdır. Hitabet güçleriyle insanları etkileyip, bir kültürün yaşantısını itinayla nakşederler. Dengbêj’ler, genellikle köyden köye dolaşarak çevrelerine toplanan insanlara destanlar, hikayeler anlatır; ilahiler, kılamlar söyler. Sağ ya da sol elleriyle bir kulaklarını kapatıp diğer kulaklarını açık bırakarak sözlerini dile getirirler.

Yaşadıkları iyi kötü pek çok olayı Kılam’laştırdıkları için söyledikleri her Kılam’ın altında derin ve anlamlı bir hikaye yatar. Sözlere hayat verip şekillendiren Dengbêj’ler, aynı zamanda tarihe de ışık tutarlar.
Son yıllarda Dengbêj’lik, Doğu ve Güneydoğu Anadolu bölgesinin birçok yerinde yok olmaya yüz tutmuş şekilde karşımıza çıkar. Bu bağlamda Dengbêj’lerin sanatına kıymet veren ve bunun yitip gitmesini istemeyen Diyarbakır Büyükşehir Belediyesi 2007 yılında Diyarbakır’ın eski evlerinden birini, Mala Dengbêjan “Dengbêjler Evi” haline getirdi. Başlarda 28 Dengbêj’in bulunduğu bu evde, şu anda 12 Dengbêj kalmıştır. Haftanın altı günü, her gün iki Dengbêj olmak üzere; 09:00 ile 17:00 saatleri arasında, gelen ziyaretçilerle hem sohbet ediyor, hem de Kılam’larını söylüyorlar. Dengbêj’ler Kılam’larını bazen genç bir kızın, bazen evlat acısı çeken bir annenin, bazen de sevdalı bir erkeğin ağzından dile getirirler. Kim bilir belki de kendi acılarını başkalarının hikayeleriyle anlatıyorlardır.

Dengbêj Evi’ne gidip, Dengbêj Mihemedê Nenyasî ile küçük bir söyleşi-röportaj gerçekleştirdik. Keyifli okumalar

Merhabalar. Öncelikle bize kendinizi tanıtabilir misiniz? Kendinizdeki yeteneği ne zaman keşfettiniz?

Merhabalar öncelikle hoş geldiniz. Allah giriştiğiniz işlerde sizleri muvaffak etsin. Benim adım, Dengbêj Mihemedê Nenyasî. Nenyasî (Ortaç)  köyümüzün ismidir. Köyümüz Lice ilçesine bağlı bir köydür. Ben de o köydenim. Çocukluğumdan beridir söylerim. 13 – 14 yılı aşkın bir süredir de burada görevliyiz. Buranın dengbêjlerindenim. Dengbêjlik Kürtlerin kültürüdür, Kürtlerin ana dilidir.

Peki bu gelenekte öykündüğünüz birileri var mı?

 Ben kendim bugüne kadar bütün dengbêjleri dinlemişim. Aslında dengbêjlik bana babamdan miras kaldı. İşin gerçeği, ben her dengbêji de beğenmem.

Niçin?

Bilmeyenler de vardır. Çıkıp, ben dengbêjim diyorlar.  Dengbêjlik bilmemekle olmaz. Dengbêj  dediğin bilge olmalıdır, temiz olmalıdır, esvapları özenli olmalıdır. Her şeyden önce de sesleri güzel olmalı, yüksek frekanstan çıkmalıdır. Kelime dağarcığı geniş olmalıdır. İki Kılam bilenler çıkıp kendilerine dengbêj diyor. Gerçekten dengbêj olanın heybesinde hiç değilse en az yüz tane serüven olmalıdır. İki üç tane ile dengbêjlik olmaz.  Esvapları düzensiz, kirli birini karşısında gören insan onu ciddiye alamaz. Terbiye ve edep sahibi olmalıdır. Seni dinlemeye gelen senin oğullarındır, kızlarındır, torunundur, annendir ve babandır. Bu saydıklarımdan yoksun olan bir insan dengbêj olamaz. Özetle sıfat-ı kemal olmalıdır.

Dengbêj evi için düşünceleriniz nelerdir?

 Dengbêj evi yaklaşık 14 yıl önce açıldı. Biz burada herhangi bir ücret almıyoruz. Bazıları çıkıp diyor ki kendileri belediyeden hiç değilse en az asgari ücret alıyorlardır. Burası açılacağı vakitlerde dolaşıp arıyorlardı, acaba dengbêj var mı diye. Yaklaşık dokuz on kişiye ulaşıp buraya getirdiler. Daha sonra da denbêjlikle pek de alakası olmayan yirmi yirmi beş kişiyi de getirdiler. “Dengbêjiz biz” diyorlardı ama dengbêj olmanın gereklerini yerine getiren şahıslar değillerdi. O vakitlerde bir rant vardı dengbêjlikte. Onlar o vakitler dengbêjliğin ekmeğini yiyebildiler. Ama dengbêjlere aslında bir şey verilmiyor. Yalnızca zaruri ihtiyaçlar için yüz-iki yüz kağıt. Onu da bazen verirler bazen de vermezler. Yani öyle söylendiği gibi düzenli olarak buradan aldığımız bir para yok. Şu an halihazırda on iki dengbêj kaldık burada.

Hatırladığım kadarıyla eskiden çok fazla dengbêj  vardı sanki?

Eskiden otuzbeş tane vardı ki, hatırlıyorum bu sayı kırka kadar da çıktı. Para olmayınca çoğu gitti. Ama biz inat ettik, ne olursa olsun burada olup babamızdan bize miras kalan bu kültürü yaşatacağız. Bunu terk etmeyeceğiz. Vefat edenlerimiz de oluyor ama geride kalanlar olarak biz birlikteyiz. Buradaki dengbêjler, gerek devlet kapısında çalışmış olanlar olsun, gerek SSK, bağ-kur ve yaş haddinden olsun hepimiz emekliyiz. Çok şükür geçimimizi sağlayabiliyoruz.

Dengbêj evi kurulmadan önce toplandığınız bir yer var mıydı?

Dengbêj evinden önce biz  bir yıl boyunca yine belediyeye bağlı olan Dicle-Fırat Kültür Sanat Merkezi’nde kılamlarımızı söylerdik. Daha sonra dönemin belediye başkanı Osman Baydemir burayı kiraladı bizim için ve açtığı günden beridir de buradayız.

Sevdiğim dengbêjler var demiştiniz. Birkaç tanesinin ismini verebilir misiniz acaba?

Dengbêjleri severim. Ama mesela eskiden beridir ismi ve kilamlarını  mesclislerde dilden dile gezen, dengbejlerin piri Evdalê Zeynikê’nin kilamlarını çok severim. Dengbêjler  yörelerine göre kategorize edilirler ve Serhed (Ağrı, Muş, Van bölgesi) bölgesinin dengbejleri meşhurdur.  Dengbejlik aslında sadece Serhede ait değildir. Serhedin diğer bölgelerden farkı daha kaliteli seslere sahip olması ve sayılarının çok olmasıdır. Onun dışında Mardin’de de dengbej vardı Urfa’da da vardı,  Adıyaman’da da vardı.

 Botan  bölgesini de (Şırnak-Siirt arasındaki bölge) ekleyebiliriz sanırım.

Tabii ki de. Oradan da çok değerli isimler çıkmıştır zaten. Mehmet Arif Cizrawî ve İsa Berwarî mesela. İsa Berwarî’nin  sesi çok güzel değil ama Kılam’ları çok güzeldir, çok da severim. Kişilikleri bilemiyoruz tabi bu yüzden ben her şeyden önce sanatı seviyorum. Aslında sadece Türkiye olarak da sınırlamamak lazım dengbêjleri.  Kürtler Çin’de de varsa bil ki dengbejlik Çin’de de var, Konya’da varsa dengbejlik orda da vardır. Özetle Kürtler nerede varsa dengbêjlik de vardır orada.

Biz halkın içindeyiz devamlı. Teknolojinin pek gelişmediği eski dönemde bir düğün oldu mu seslerimizle ellerimizden geldiği kadar renk katardık. Bu dediğim gibi bize miras kalmıştır. Biz kesinlikle bu kutlu sanatımızın hatırına burada bulunuyoruz. Kaybolma tehlikesi ile karşı karşıya kalan sözlü kültürümüzün vazgeçilmez geleneği olan dengbêjlik için biz buradayız. Para için değil.

Görüyoruz ki dinleyicilerinizin çoğu gençlerden oluşuyoruz. Ne diyeceksiniz bu duruma ?

Ben aslında ihtiyarlamış biriyim. Her ne kadar karşımdaki insanlar bana nezaketen hayır daha iyisin deseler de ben ihtiyarladım. Yalnız dengbêjlikte ihtiyarlık yoktur. Vücut yaşlanır, göz görmez, kulak işitmez, ayak tutmaz belki ama gönül yaşlanmaz. Gönül verdiğiniz şeyden sizi yıllar ayıramaz, dilsiz yapamaz. Eskiden beridir söylenir ben de size söylemiş olayım. Nasıl ki bir kadının yaşını sormazsınız usul o dur ki, bir dengbêjin de yaşını sormazsınız. 

 

RÖPORTAJ: HİVDA YAŞAR & AZAT DÜZENCİ / DİYARBAKIR

 

/