Devri alemde “Her günümü yüz bin zara yazmışlar” türküsünü söylemek geçti gönlümden bugün. Her güne bir ad verecek olsak 19 Ocak’a da Hrant Dink adını verirdik. Ne günün adı, ne yılın adı, ne vurulduğu yer, ne de vurulduğu saat unutulur. Ol sebepten Bugün Günlerden Hrant Dink.
Yıllar da geçse değişmeyecek 19 Ocak, Hrant Dink de hep bizimle olacak.
Bir kara gündür 19 Ocak. Bir ‘Sarı Gelin’ ezgisidir. Bahtı kara yazılan, kıyımlara uğrayan, kurşunlara dökülen bir halkın halleridir.
Bir kadim Anadolu halkının Bahtına kara gündür 19 Ocak. Bir kara kurşun. Bebekten katil yaratmanın öyküsüdür.
Yüz yıllık adalet arayışının kurşunlara göğsünü gerişidir bir halkın. “Kör bir balıkçı”nın cinayeti görüşüdür 19 Ocak. Hrant Dink ve Hrant’lardır.
“Kendimi bir güvercinin ruh tedirginliği içinde görebilirim,
ama biliyorum ki bu ülkede insanlar güvercinlere dokunmaz.
Güvercinler kentin ta içlerinde,
insan kalabalıklarında dahi yaşamlarını sürdürürler.
Evet biraz ürkekçe ama bir o kadar da özgürce…
Siz, hiç güvercin izlemezsiniz?”
[Hrant Dink, Ruh Halimin Güvercin Tedirginliği]
Artık güvercinler ile elçilerini de vuruyorlar bu memlekette barışın. Hem de faili ‘meçhule’ sayılarak.
AHPARİG!
13 yıl geçti üzerinden, 13 tane 19 Ocak geçti kaldırımdan. Ama yatar kaldırımda Hrant Dink. Ne o kalkabildi, ne biz kaldırabildik. Sızar hala yüzyılın yarasından soykırımın kanı. Yatar upuzun yüzü koyun kaldırımda. Delinmiş ayakkabısı kaldı bize emanet. Ne ayağa sığar artık bunun utancı, ne de kardeşliğe.
Unutmadık, sizde unutmayın.
Bugün 19 Ocak, Günlerden Hrant Dink! Hep bizimlesin Ahparig, hep seninleyiz! Mavi gökyüzüne güvercin tedirginliğinde gidişine 13 yıl oldu. Bugün 13 yılın utancıyla anıyoruz seni. Bugün yine Faşizme, her türden gericiliğe ve ırkçılığa inat, kandan kına yakanlara karşı anıyoruz.
Umuttur yükümüz, özlemdir yürürken sensiz bu yollarda. Sarp, engebeli, dolambaçlı yollarda Öfkemizi kuşanarak yürüyoruz. “Evet, bu topraklarda gözümüz var. Çünkü kökümüz bu topraklarda. Ama merak etmeyin, alıp götürmek için değil, gelip dibine girmek için” demiştin bir söyleşide. Yazmıştın ince ince sözleri demleyerek. Evet gözümüz var doğduğumuz ama doyamadığımız memlekette ve de sözümüz var yeryüzünü yar yüzü kılmak için hasretinde. Bütün dünya görsün, duysun, bilsin, 100 yılın acısı, 13 yılın öfkesiyle yürüyoruz.
100 yılın utancıyla, 13 yılın acısıyla yüzleşmek ve yüzleştirmek için yürüyoruz. Ve ömrünü yol üstünde bıraktığın yerden her dilde barış, herkes için adalet ve özgürlük için yüreklerimizi avuçlarımıza alarak yürürken anıyoruz seni.
Hayatta çok incindin, incittiler, yattığın yer incitmesin. İdeallerini yaşatacak emekçi insanı memleketimin.