enflasyonemeklilikötvdövizakpchpmhp
DOLAR
32,3292
EURO
35,0378
ALTIN
2.280,52
BIST
8.996,02
Adana Adıyaman Afyon Ağrı Aksaray Amasya Ankara Antalya Ardahan Artvin Aydın Balıkesir Bartın Batman Bayburt Bilecik Bingöl Bitlis Bolu Burdur Bursa Çanakkale Çankırı Çorum Denizli Diyarbakır Düzce Edirne Elazığ Erzincan Erzurum Eskişehir Gaziantep Giresun Gümüşhane Hakkari Hatay Iğdır Isparta İstanbul İzmir K.Maraş Karabük Karaman Kars Kastamonu Kayseri Kırıkkale Kırklareli Kırşehir Kilis Kocaeli Konya Kütahya Malatya Manisa Mardin Mersin Muğla Muş Nevşehir Niğde Ordu Osmaniye Rize Sakarya Samsun Siirt Sinop Sivas Şanlıurfa Şırnak Tekirdağ Tokat Trabzon Tunceli Uşak Van Yalova Yozgat Zonguldak
Van
Parçalı Bulutlu
10°C
Van
10°C
Parçalı Bulutlu
Perşembe Parçalı Bulutlu
11°C
Cuma Az Bulutlu
12°C
Cumartesi Parçalı Bulutlu
12°C
Pazar Açık
14°C
/
/

Gülbahar Tale

Kültür & Sanat Muhabiri

Gülbahar Tale yazdı: Nazım’a Dair

A+
A-

“Romantik devrimci, Güzel yüzlü şair, Mavi gözlü dev” gibi lakaplarla tanıdığımız şair-yazar Nâzım Hikmet Ran bundan tam 117 yıl önce 1902’de Selanik’te dünyaya geldi.

 

“Yaşamak şakaya gelmez…’’

“Romantik devrimci, Güzel yüzlü şair, Mavi gözlü dev” gibi lakaplarla tanıdığımız şair-yazar Nâzım Hikmet Ran bundan tam 118 yıl önce 1902’de Selanik’te dünyaya geldi.

“doğduğum şehre dönmedim bir daha

geri dönmeyi sevmem” dedi Nâzım.

Ressam Celile Hanım ile hariciye memuru Hikmet Nâzım Bey’in oğlu, şair Mehmet Nâzım Paşa’nın torunuydu. 14ünde şiir yazmaya başladı, 17sinde ilk şiiri basıldı. Serviliklerde ağlayan, hayatında sevmiş ölüler üstüneydi şiiri.

 İstanbul’un işgaliyle birlikte halka yapılan zulüm ve baskıyı şiirlerine yansıttı. İstanbul’daki bu karamsar ortamda yazdıklarıyla direniş duygusu uyandırıyordu. Şiirlerinde duyguları bu kadar hissettirmesi Anadolu’yu yakından görmesinden gözlemlemesindendi belki de.  1921’de arkadaşı Vâlâ Nurettin’le birlikte mücadeleye katılmak için Anadolu’ya geçti; ancak cepheye gönderilmeyip birlikte Bolu’ya öğretmen olarak görevlendirildiler. Vâlâ Nurettin 1965’te yakın arkadaşıyla ilgili anılarını anlattığı bir kitap yazacaktı: “Bu Dünyadan Nazım Geçti”

 Bolu’daki tutucu ortam ve Sovyet devrimine olan merakı Nâzım’ı Sovyetler Birliği’ne yöneltti ve 1921’de Vâlâ’yla birlikte Moskova’ya giderek Doğu Emekçileri Komünist Üniversite’sine yazıldı. Yeni bir şiir kurmak isteyen şair bu yolculuğuyla beraber Rus şiirine fütürizmi getiren Mayakovski’yi örnek alarak kalemine altyapı oluşturdu. Geleneksel anlayışı kökünden yıkmıştı. Serbest şiir yazıyor, kelimeleri kırarak merdiven basamakları oluşturuyordu. Yıllar sonra yazdığı Simavne Kadısı Oğlu Şeyh Bedrettin Destanı’nı şiirinin dönemeçi olarak görüyordu.

1921’de Sosyalizmle tanıştı ardından ilk şiir kitabı 28 Kanunisani’yi çıkardı. Türkiye’ye döndükten sonra kavgasını devrimci bir şair olarak sürdürme eğiliminde olan Hikmet’e bir dergide bu yönde yazılar-şiirler yazmasından ve TKP üyeliğinden dolayı 15 yıl hapis istenmişti. Bu nedenle Nazım Sovyetler Birliği’ne gitti. Afla birlikte Türkiye’ye döndü. O yıllarda adına şiirler yazdığı Piraye’yle tanıştı;

” Ne güzel şey hatırlamak seni,

yazmak sana dair” dedi onun için.

    Bu dönüşle beraber tam 12 yıl hapis cezasına çarptırıldı. İstanbul, Ankara, Çankırı ve Bursa cezaevlerinde kaldı. Piraye’ ye yazdığı dizeler şöyle devam ediyor;

“hapiste sırtüstü yatıp seni düşünmek:

filanca gün, filanca yerde söylediğin söz,

                                                       kendisi değil

                                                              edasındaki dünya…”

1930’larda cezaevi sürecinde şiirleri yasaklandı Hikmet’in ancak ölümünden birkaç yıl sonra tekrar yayımlandı.  1950’de tahliyesinin ardından Moskova’ya döndü, bir yıl sonra Adnan Menderes’in başbakanlığını yaptığı hükümet tarafından vatandaşlıktan çıkarıldı, ancak2009’da vatandaşlığı geri verildi. Yine 1951’de dayısının kızı Münevver Andaç’la evlendi. Hepimizin bildiği, bestelenen onlarca şiirinden biri olan Ceviz Ağacı’nı Münevver’e yazmıştı.

” Ben bir ceviz ağacıyım Gülhane Park’ında.

Ne sen bunu farkındasın, ne polis farkında. “

Sovyetler Birliği’ne döndükten sonra üslubu yumuşamıştı; yurt özlemine, umuda, umutsuzluğa, insana dair yazıyordu artık.

“Güzel günler göreceğiz çocuklar,

güneşli günler

                göre-

                      -ceğiz…

Motorları maviliklere süreceğiz çocuklar,

ışıklı maviliklere

                          süre-

                                -ceğiz…”

Bütün bu süre zarfında siyasal ve entelektüel yaşamda aktif rol almış Nazım, şiirleri birçok dile çevrilmiş, dünyaca ünlü bir yazar olmuş ve Uluslararası Barış Ödülü almıştır. Yaşamının 17 yılı düzmece davalarla mahpusta geçen Nazım, 3 Haziran 63’te Moskova’daki evinde kalp krizi sonucu hayatını kaybetmiştir.

Herkese selam, sana hasret ile Nazım..

 

“…büyük bir ciddiyetle yaşayacaksın”

Yazarın Diğer Yazıları
/